28 Ağustos 2009 Cuma

Bebek'te yüzmenin neresi dramdır?


Salako, Hanzo, Köyden İndim Sehre başrol oynadığı filmlerden sadece birkaçı. Yüze yakın film çekmiş. Bugünkü gazetelerde, Bebek Parkındaki banklardan birisinde güneşlendiği, Boğaz'da yüzdüğü haberleri vardı Meral Zeren'in.

Yeşilçam starlarının acınası halleri sabah programlarının bir numaralı konusudur. "Bir zamanlar ayakkabısından şampanya içilirdi, şimdiyse giymeye ayakkabısı yok" başlığı her zaman ilgi çeker. Bir star "ne olacağım dememiş, ne oldum demiş" ve elindekileri çarçur etmiştir. Sonuç: en acılısından dram. Bu tarz haberleri gören orta direk Türk Halkı ise haline şükreder.


Meral Zeren'e dönersek, Zeren'in Bebek Parkı'ndaki banklara bikiniyle uzanıp, habercileri çağırması işte bu bir dram değildir, bunun adı showdur.

8 Ağustos 2009 Cumartesi

Aydın & Fatih Ürek


Semra Özal'ın Türk Milettinin başına sardığı Fatih Ürek TRT'ye çıkamıyor diye ağlanıyor şı günlerde. Hafiften Bülent Ersoy'un yasaklı olduğu günler düşüyor zihne. Fatih Ürek gay olduğum için TRT'ye çağrılmıyorum imasında bulunuyor. Yoksa Fatih Ürek tam donanımlı bir sanatçı!

Hollanda'dan erkek imajıyla geri dönen Aydın ise milletin kollarını açıp "Aydın, Aydın, Aydın" diye bağıracağını bekliyordu herhalde o da medyanın kendisine ambargo koyduğunu söylemiş. Yoksa Aydın'ın yeni kasedi başarılı ama şu medya yok mu! Sonunda acı vatan Almanya'ya geri dönmeye karar vermiş.

"Allah'ım şans yüzüme güldü, sokaklarda dolanacağıma küpümü dolduracak kadar çok bu piyasada kendime yer bulabildim ya şükür" demeleri gereken insanlar sitemlerde. Yılan dansı yapan adam TRT'ye niye çıkamadım diye ağlıyor. Tek bir kelimeyi doğru söyleyemeden 5 yıl sabah programı sunan adamsa medyayı vefasızlıkla suçluyor.


Yanlış anlaşılma olmasın, bu adamlar gay oldukları için tepki veriyor değilim. Ki ikisininde medyatik hale gelmelerinin sebebi gay olmaları zaten. Ama 90'lı yıllarda Fatih Ürek ve Kuşum Aydın birer istiynaydılar, bugünse sıradanlar.

Sonuca gelirsek, Aydın Almanya'ya dönmez. Parası bitmiştir, biraz toplamaya geldi, umduğunu bulamadı. Giderim ha! yapıyor. Fatih Ürek ise bar şarkıcılığından öteye giderse TRT'ye elbet bir gün çıkar

Fatih Ürek haberi için tıklayınız.
Aydın haberi için tıklayınız.

6 Ağustos 2009 Perşembe

Berrak Tüzünataç'ın Halk Plajına Giden Yolu!


Varlıklı bir ailenin kızı, Koç Lisesi mezunu, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi öğrencisi Berrak Tüzünataç 'ı, medya sosyetik sevgilisi Volkan Büyükhanlı sayesinde tanıdı. Amazon yeşili gözlerle birleşen esmer ten, uzun boy, orantılı vücut hatları medyanın ilgisini çekti. Elele dergisine kapak olduğunda Volkan Büyükhanlı'nın sevgilisi olmak dışında bir sıfatı yoktu. Sonra reklamdı-klipti derken, Organize İşler sayesinde sadece sosyetik dergileri takip edenlerin değil büyük kitleler tarafından da adı bilinen birisi haline geldi.

Bu sırada Bodrum Fuga'nın sahini olan Volkan Büyükhanlı'yla ilişkisi de sona erdi. Adı Cem Yılmaz'la anılıyordu. Star Tv'de bir yarışma programı sundu. Uzun ömürlü olmayan bu ilk TV deneyimini başarısız iki dizi denemesi Ödün Hayatlar ve Affedilmeyen izledi. Bu sırada özel hayatında Cem Yılmaz'dan Okan Bayülgen'e yatay geçiş yapmıştı bile. Derken şans yüzüne güldü; Hande Subaşı Elveda Rumeli dizisinden kaprisli davranışlara nedeniyle uzaklaştırıldı, Berrak'a Makedonya yolu göründü. Çok da başarılı oldu Berrak, Sütçü Ramiz'in kızı Vahide olduğuna olduğuna hepimizi inandırdı ama İsmail Hacıoğlu'yla yemek yerlerken bir magazin kamerası yanlarına yaklaşınca İsmail Hacıoğlu restorandan bir hışımla kaçıp da taksiye atlayınca Berrak Tüzünataç'ın - Kaçma benden! Kaçacaksan bir daha çıkmayalım o zaman! Biiiiiiip Biiiip! diye bağırırken duvarları tekmeleyen görüntüleri kameralar tarafından kaydediliyordu.


Berrak Tüzünataç yeni projeler sebebiyle diziden ayrılmak isteyince, Vahide'ye gözlerimizde yaş bırakmayacak bir ölüm sahnesi yazıldı. Biz televizyon başında ağlarken, Berrak Tüzünataç ödül törenlerinde yeni sevgili Nejat İşler'le boy gösteriyordu. Üstelik de eleleydiler. Yıllardır bür sürü kadınla adı anılan Nejat İşler'i kimseyle elele görmemiş bizler şaşırıp kaldık. Gümüşlük Belediye Başkanı yaz sonunda Berrak''la Nejat'ın nilahını ben kıyacağım demiş. Geçen hafta gazetelere yansıyan fotoğraflarda Nejat İşler ve Berrak Tüzünataç halk plajında elele denize giriyorlardı. Azer Bülbül'ün haber olmak adına Sürreya Yalçın'ın locasını kiraladığı haberlerinin yanında halk plajında denize elele giren iki sevgili bende anlamsız bir mutluluk hissi oluşturdu. Onlara da mutluluklar!

4 Ağustos 2009 Salı

Bu Kalp Seni Unutur Mu? - Demet Akalın

Yaşadıkları bir aşkı bir türlü aşamayan iki celebrity aklıma geliyor. Birincisi Angelina Jolie'nin kollarına koşan Brad Pitt'i bir türlü aşamayan Jennifer Aniston diğeri de İbrahim Kutluay'ı aşamayan Demet Akalın.

İbrahim Kutluay'la birlikte olduğu dönemde başarısız şarkıları (senin anan güzel mi?) ve şarkılardan daha başarısız klipleriyle manken/şarkıcı terimini tam anlamıyla hak eden Demet Akalın, İbrahim Kutluay'ı evlilik tarihini sürekli olarak ertelemesi nedeniyle terk etmişti. Bu ayrılığın üstünden 2-3 ay geçmeden İbrahim Kutluay elini tuttuğu başka bir Demet'le (Şener) gittiği tatilde gazetecilere poz vermeye başlamıştı bile.

Diğer taraftan Demet Akalın kendisini müziğe verdi vermesine ama o dönem yapılan röportajlarda da Demet Şener'e verip veriştirmeye devam ediyordu. Ajda Pekkan'la alıştığımız güçlü kadın şarkıları, Demet Akalın'la daha değişik bir hal aldı. Bu defa şarkıcının hikayesi de tam olarak uyuyordu. "Yüzünü bile görmek istemiyorum" diyen bir şarkıya eşlik tutan herkes aslında hayatının bir döneminde/bir ilişkisinde Demet Akalın rolünü üstlenmişti ve "yoluma çıkmasan iyi edersin" dediği kişiyi görmek için genellikle uzun yolları tercih ederdi. Demet Akalın hiç şarkı sözü yazmamasına rağmen her şarkısında ilişkide güçlü olan tarafın artık kendisi olduğu anlamını barındıran şarkılar seçiyor, sipariş ediyordu.

Beachlerde, diskolarda çalınan ilk Demet Akalın şarkısı İbrahim Kutluay'ı tarif eden "Unuttum"du. Her ne kadar Demet Akalın bu şarkının tesadüf olduğunu söylese de Nalan bu şarkıyı İbrahim Kutluay-Demet Akalın ilişkisini düşünerek yazdığını söylemişti bir röportajda.

"Unuttum boyunu posunu, huyunu, suyunu
Bu aşkın sonunu
Dönersen yalanla dolanla
Utanma sıkılma bu eski huyundu"

Diğer cephede ise o dönemlerde Demet Şener hızlı çapkındı. O yüzden kimse bu ilişkinin uzun süreceğini tahmin etmemişti. Derken çok geçmeden İbrahim Kutluay ve Demet Şener nişanlandı. Demet Akalın ise her yaz bir 1-2 hit parça patlatmayı başarıyordu. O beach'den bu diskoya bu bardan şu stadyumda konserlere gitmekteydi. Kayda değer bir ilişkisi yoktu. Derken İbrahim Kutluay evlendi, çocuğu bile oldu. Demet Akalın'sa İbrahim Kutluay sonrası ilk ciddi ilişkisini yaşamaya başlamıştı. Kah Oğuz Kayhan'la ayrılıyor kah barışıyordu ki o da evlendi. 6 ay sonra da boşandı. Demet Akalın boşanmalarının sebebini çocuk istememesi olarak açıkladı. Konuk olduğu Dobra Dobra'da yine İbrahim Kutluay'dan bahsetti:

“Geçmişteki ilişkimde ben çocuk istiyordum. Ben zamanında intiharın eşiğinden döndüm. Bunlar insanın sonraki hayatında öne çıkıyor. Belki de o yüzden istemiyorum. Belki bir, iki sene sonra düşünebilirim. Ama şimdi kendimi hazır hissetmiyorum”


Oğuz Kayhan'la boşandıktan sonra da yine bir barışık bir ayrı bir süre devam etti ilişkileri. Sonrasında o sayfa da kapandı. Emir Tamer ve Onur Gülmek isimlerinin arasında gidip geliyor şu ara Demet Akalın. Son kararı Emir Tamer'miş. Bu defa doğru tercih yapmıştır inşallah, aş artık İbrahim'i Demet.

Bu arada Demet Akalın'dan İbrahim Kutluay'a gönderilen en açık mesaj esmer yarim şarkısındadır.

Ne kadar söylesemde inanmayin
Ben onu çok sevdim
Ağlasamda gülsemde yalandayim
Belli etmedim....
Yarali yürek bana senin aşkin gerek
Şimdi onunla mutlusun demek
Gel gel gel elleri cennet kokan yarim
Hiç geçmedi seni seven bu halim
Seni çalan şimdi mutlu şimdi zalim
Çok özledim seni esmer yarim....

*Hürriyet gazetesindeki haber için tıklayınız.

-Esmer Yarim-

3 Ağustos 2009 Pazartesi

Demet Şener demiş ki: "Cem Yılmaz Karaktersizin Biri!"


Tey tey ne günlerdi be! Demet Şener'in tüm ünlü playboy-şovmen-sosyetik adamlarla birlikte olduğu ve Demet Şener'in elinden çıkardığı adamlarla Deniz Akkaya'nın birlikte olduğu günlerdi.

Ama şimdlik sadece Demet Şener'in Cem Yılmaz'la olan ilişkisi ve ondan sonra yaptığı açıklamalara odaklanacağım. Cem Yılmaz'la Demet Şener 2000'li yılların başında bir dönem birlikte olmuşlardı. Ne kadar sürdüğünü net hatırlamıyorum. Ama uzun bir şey olmadığına eminim çünkü hem Demet Şener'in hem de Cem Yılmaz'ın en şaşaalı günleriydi. Her çiçekten bal alma dönemleriydi ikisinin de.

Bitmiş gitmiş bu ilişkinin ardından Demet Şener'in Cem Yılmaz'a karaktersiz demesinin sebebi ise:
Cem Yılmaz, Antalya'daki bir stand-up gösterisinde askerlerin sürekli sevgililerinin fotoğraflarına bakarak zaman geçirdiklerini belirterek sözü eski sevgililerine getirir ve şöyle der: Askerler eline aldıkları sevgililerinin fotoğraflarına bakıp dalıyordu. Ben ise hiçbir zaman bunu yapamadım. Çünkü benim sevgililerimi televizyondan herkes izliyordu. Spiker 'Demet Şener'i hiç böyle görmediniz' diyordu. "Ne demek görmediniz? Ben zaten onunla yatıyordum."

Aslında, Cem Yılmaz o gün için bu hakareti fazlasıyla hak etmiş. Ki zaten Cem Yılmaz'ın -en-en-en- günleriydi o günler. Bugün huzuru tasavvufda ve dinde arayan bir Cem Yılmaz'ın bu tarz bir espri yapabileceğini hayal bile edemiyorum.


Demet Şener'in Şengül Balıksırtı'na 2001 yılında verdiği bu röportajda diğer ilgi çeken nokta ise şu günlerde tam zamanlı anne/ev hanımı olarak boy gösteren Demet Şener'in kendisiyle birlikte olan erkekleri küçümsemeye çalışırken sarfettiği kendini yerlerde süründürecek derecede cümleleri, mesela: "Kim Demet Şener ile beraber olmak istemez ki? Çünkü Demet Şener ile beraber olan daha sonra rahatlıkla başkalarıyla da beraber olabiliyor. Çünkü kızlar 'Demet beraber olduysa demek ki bu adamda bir şey var' diyerek o adama yöneliyor. Bunun örneklerini çok görüyorum. Merak etmesinler bu insanlarda ekstra bir şey yok."

İşte Demet Şener'in kendisiyle yatan adamların statü atladığını düşündüğü yıllardı bu yıllar.

Demet Şener ve Şengül Balıksırtı röportajı için tıklayınız.

Hatırlamalı! Yuva Yıkanın Yuvası Olmaz!


Kaya Çilingiroğlu'nun vakt-i zamanında Hülya Avşar'ı her hafta başka bir kadınla aldattığı zamanlardı, Biricik Suden, Q kızı Reyhan aklıma ilk gelen isimler. Hülya Avşar bir şekilde bunları tolore ediyordu. Ama bardağı taşıran son damla Kaya Çilingiroğlu'nun Ayşe Hatun Önal'la Nice tatiline gitmesiydi. Magazin medyası çıldırmıştı, her gün " Hülya Avşar Boşanıyor" ,"Hülya Avşar Bu Kez Affetmeyecek" manşetleri boy boy gazeteleri, televizyonları süslüyordu. Araya hatırlı kişiler(Ali Şen) girdi. Avşar, kızı Zehra'yı babasız büyütmek istemediğini ve her erkeğin eşini aldattığını vs. ileri sürerek boşanmayacağını açıkladığı bir basın toplantısı düzenledi. O günden aklımda kalan cümlelerden birisi de şudur, Avşar uzun uzun neden boşanmayacağını anlattıktan sonra, evli erkeklere göz koyan kadınları ürkütmek amacıyla eklemişti:"Yuva yıkanın, yuvası olmaz!"


İnsan böyle bir varlık işte kendi mağdur olunca beddua bir çırpıda ağızdan çıkıveriyor. Kendi geçmişine bile dönüp bakma gereği duymuyor. 80'li yılların en büyük magazin olayında evli bir futbolcuyla başrolü paylaştığını bile unutuveriyor. Üstelik Tanju'yla Hülya'nın aşkı, Tanju'nun karısı Aysu Hanım'ın her ikisine zina davası açması sonrası bitmiş. Hey gidi günler hey..

Civcivler Yesin! Tarantino'yla ilişkisi bitmiş!


Didem Erol, Quentin Tarantino'yla vakti zamanında bir resim çektirmiş. 2007 yılından beri 1-2 ay aralıklarla, bu fotonun yanında Didem Erol'un Tarantino'yla ilişkisinin güncel bilgilerini açıkladığı bir haberle görüyorduk. Son habere göre, Didem Erol Quentin Tarantino ile ilişkisinin bittiğini yazılı bir açıklamayla duyurmuş. Açıklama ise şöyle ki: Didem Erol Tarantino'yu terk etmiş. Çünkü, Tarantino'nun son filmi beklenen başarıyı yakalayamayınca, eniştemiz bunalıma girmişmiş. Bir de üstüne Tarantino Enişte Avrupa Galası'na yalnız gitmek isteyince işte bu da bardağı taşıran son damla olmuşmuş.
* Quentin Tarantino ve Didem Erol'un 2 yıl süren ilişkilerinden geriye bir tek "aaa ben size ve filmlerinize bayılıyorum, birlikte bir fotoğraf çektirebilir miyiz?" diyaloğu sonrası da ortaya çıkabilecek samimeyette, cep telefonuyla çekilmiş bu fotoğraf kalmıştır ne yazık ki.
Kelebekteki haber için tıklayınız.